Tayvan önderi Tsai Ing-wen, Taipei’de düzenlenen Dünya Demokrasi Hareketi Global Toplantısı’nın açılışında, liberal ve demokratik toplumların Soğuk Savaş‘tan bu yana en büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Tsai Ing-wen, “Rusya’nın sebepsiz yere Ukrayna’yı işgal etmesi bunun esas örneği oldu, otoriter bir rejimin yayılmacılık ismine her şeyi yapabileceğini gösterdi” dedi.
Tsai, Tayvan’ın bu çeşitten saldırganlığa aşina olduğunu, son yıllarda Çin‘in Ada’ya yönelik askeri ve ekonomik baskılar ve siber akınlar üzere tehditlerini artırdığını belirterek, “Ancak artan tehditler karşısında Tayvan halkı asla geri adım atmadı, demokratik rejiminin altını oymak isteyen güçlere karşı çıkarak çaba azmini gösterdi” tabirlerini kullandı.
Tsai’nin kelamları, Çin‘i yöneten Komünist Partinin geçen hafta yaptığı 20. Ulusal Kongresi’nde Parti Tüzüğü’ne “Tayvan’ın bağımsızlığına karşı çıkılması” ve “tek ülke, iki sistem anlayışının kararlılıkla savunulmasına” ait tabirlerin eklenmesine karar verilmesinin akabinde geldi.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın akabinde Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Koumintag) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri ortasında yaşanan iç savaşta galip gelen Komünistler, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmişti.
İç savaşı kaybeden Koumintag üyeleri ise Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek burada süreksiz hükümet kurmuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kendi topraklarının kesimi olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan ortasındaki ayrılık hala sürüyor.