HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde; tarımda girdi fiyatlarının ve gıda fiyatlarının artmasının nedeninin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirterek, “Niye artıyor bizde bu gıda fiyatları? Bunun izahı var mı, bence var. Bu izahın geri planında olan esas şey, Erdoğan’ın ekonomi dehası” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsü, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun 2021 yılı kesin hesabı, 2023 yılı bütçelerine ilişkin kanun teklifleri ve Sayıştay raporları görüşülüyor.
HDP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, Tarım Bakanlığı’nda kadın sayısının az olduğunu vurgulayarak, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nda felsefe değişmemiş. Hala tarım kadınlara bırakılmayacak kadar önemlidir felsefesi devam ediyor. Yalnızca bir kadın genel müdürümüz var aramızda, onun haricinde maşallah futbol takımı gibisiniz” dedi.
Turan, Tarım ve Orman Bakanlığı’na ilişkin Sayıştay’ın 45 tespit yaptığını kaydederek, “Buradan bakarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nda usulsüzlük, ihaleye fesat karıştırma ile başlayın, pek çok şeyi iddia etmeniz mümkündür” diye konuştu.
Turan, birçok kurumda “benzer usulsüzlüklerin” olduğunu ifade ederek, “Anayasa Mahkemesi’ni kapatmaya çok niyetli biri vardı. Bu Sayıştay’ı da toptan kapatıp rahatlamak lazım. Bunlara uyulmayacaksa” dedi.
Turan, Türkiye’nin büyümesinden söz edildiğini ancak bunun sağlıklı büyüme olmadığını aktararak, şunları söyledi:
“Bu büyümenin tarım alanında çalışan insanların refahını, huzurunu, geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayan bir tarafı yok. Ne var peki? Burada ağırlıklı olarak, bizim gördüğümüz ve izlediğimiz şeyler, burada bir siyasi tercih var. Bakanlığın bütçesi oransal olarak 133 milyar olmakla birlikte, oransal olarak az artmış. Bu cari transfer adı altında 54 milyar olarak geçen şey, bir kısmının küçük ve orta ölçekli geçimlik tarımla iştigal eden kesime, bu alanın emekçilerine gittiği düşünülürse, buradaki verilecek desteklerin kahir ekseriyetinin aslında çok uluslu tarım tekellerinin eline geçeceği, çok uluslu işte gübredir, tohumdur, buna benzer yapıların eline geçeceği çok belli.”
“ÇİFTÇİ BORSA OYUNCUSU GİBİ”
Çiftçiyi borsa oyuncusuna benzeten Turan, şöyle konuştu:
“Çiftçi borsada oynayan borsa oyuncusu gibi, hangi ürün kaç para ediyor, gübre kaça çıkmış, sütümü satarsam kaç para alırım, sürekli bunun hesabını yapar biçime evrildi. Böyle olunca da uluslararası dalgalanmalar kısa süre içinde tarımsal nüfusun önemli bir kısmının kırlardan kentlere doğru, tabii çıkarmış olduğunuz Büyükşehir Yasası’nın da bunda etkisi var. Köyleri perişan etti, bunun sonucunda da böyle bir durum ile karşı karşıya kaldık.”
“ERDOĞAN’IN EKONOMİ DEHASI”
Turan, altı aydır dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de arttığını dile getirerek, “Niye artıyor bizde bu gıda fiyatları? Bunun izahı var mı, bence var. Bu izahın geri planında olan esas şey, Erdoğan’ın ekonomi dehası. Geçen sene bu zamanlar 7 lira civarındayken mazotun litre fiyatı. Faiz sebep enflasyon sonuçtur diye ekonomi politikası araçlarını kullanmaya reddederek, Merkez Bankası’nı boşa düşürerek, bir hayat pahalılığı ile mücadele fonksiyonunu bir kenara bırakarak, doların hızla yükselmesine sebep oldu” dedi.
“BU İŞİN ÖZNESİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN EKONOMİ POLİTİKASIDIR”
Turan, tarımda girdi fiyatlarının artmasının nedeninin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirterek, “Biz faili olmayan bir süreçten filan bahsetmiyoruz, bu işin öznesi bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikasıdır. Doları bu kadar patlatırsan, dışa bağımlı olan her şeyde fiyatlar bu kadar artmaya başlar. Arttıktan sonra da geçmiş olsun, ondan sonra da ‘Biz aslında şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz’ diye anlatır, devam edersiniz” diye konuştu.
TARIM İŞÇİLERİNİN DURUMUN ANLATTI
Tarım işçilerinin yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Turan, şunları belirtti:
“Binali Yıldırım’ın bir mevsimlik tarım işçileri genelgesi vardı, hatırlayacaksınız. Bu genelge bakanlıklara, valiliklere gönderildi. Ben ondan sonra merak ettim çünkü o zamandan bu zamana kadar sürekli işte, karayollarında hayatına kaybeden çok sayıda mevsimlik tarım işçisi, ne bileyim, işte, çok kötü koşullarda yaşayan mevsimlik tarım işçisi; çadırında yangın çıkan mevsimlik tarım işçisi; faşist saldırılara muhatap kalmak durumunda olan mevsimlik tarım işçisi; hatta can kayıplarını, bunların hepsini tek tek yaşadık. Sonra dedim ki: Ya, bu genelge aslında fena bir genelge de değil yani uygulansa Binali Yıldırım’ın şu genelgesi fena bir genelge de değil, pek çok sorunu çözmeye aday bir genelge. Tek tek bütün bakanlıklara soru önergesi yazdım, dedim ki: Bu konuda sizin bakanlığınıza verilen vazife şu: Bu konuda ne yaptınız. 11 soru önergesi yazmışız, 2 tane bakanlıktan kısmen cevap gelmiş, onun haricindekilerin bu genelgenin hiçbir hükmünü uygulamadıkları son derece açık.
“İNSANİ OLMAYAN KOŞULLARDA YAŞIYORLAR”
1 milyona yakın sayıda insan, ağırlıklı olarak Urfa olmak üzere, Mardin, Antep, Diyarbakır’dan yollara düşüyor, hala yollardalar, hatta hala soğan sökümündeler Ankara’nın muhtelif yerlerinde. ve bu insanlar insani olmayan koşullarda yaşıyorlar. Yani bu memlekette her şeye kaynak var, her şeyin bir biçimiyle çözümü mümkün ama mesele bu insanlar olduğun da… Hem bu insanlar olmasa tarımsal hasıla yerle yeksan olacak hem çok kötü koşullarda yaşıyorlar; sosyal güvenceleri yok, çocuklarının eğitim garantisi yok, yaşadıkları yerler insani koşullarda olmayan yerler. Şimdi, iktidar, bakanlıklar bunları görmemek için çok özel bir çaba sarf ediyorlar. Gerçekten ne diyelim! Yani takdire şayan.”