On yıllardır sürdürdüğü ‘Gazoz Ağacı’ isimli radyo programıyla öne çıkan Cem Arslan, çokça konuşulan ‘radyoculuk bitti mi’ tartışmasına dobra cevaplar verdi.
GLOBAL MARKALAR HALA RADYOLARI TERCİH EDİYOR
Radyonun hâlâ dinlenip dinlenmediği sorusuna, “Eskiden kömürlü radyolar dinlerdik. Artık radyo mu kaldı?” diyenler var. Evet, var fakat şöyle söyleyeyim: Ben otuz yıldır daima küresel markalarla çalıştım sponsor olarak. Artık küresel markaları, ‘Ya bizim Cem var, uygun çocuktur, sabahları âlâ program yapar. Düşün, ha bir üç-beş hatta sponsor ol da, işte o çocuk da yaşamaya devam etsin’ falan diyerek kandıramazsınız. Küresel markaların önüne dinlenme raporları, genel olarak radyo dinlenme istatistikleri ve o genel radyo dinlenmesinin içinde de Cem’in, Gazoz Ağacı’nın ne kadar dinlendiği noktasında bunları daima anlatmak zorundasınız” dedi. Küresel markaların da ikna olduktan sonra radyolara bu yolla sponsor olduklarını belirten Cem Arslan, “Bugün radyo topluluğuna baktığınızda, o denli kasap Ahmet, bakkal Mehmet falan değil; dünyanın küresel markaları ve Türkiye’nin büyük markalarının hâlâ sponsorluklarını çok net bir biçimde görebilirsiniz. Hasebiyle da radyo aslında çok dinlenen bir şey” tabirlerini kullandı.
‘BANA KÖY YETMİYOR’ DEYİP GELİYORLAR AMA…
Türkiye’nin çok önemli sıkıntılar yaşadığını, bunlardan birinin de ‘şehirleşme’ başlığı altında gerçekleştiğini belirten Arslan, “Büyük kentin imkanlarını kullanmak ismine yola çıkan lakin İstanbul’a geldikten sonra hiç denizi görmemiş, Topkapı Sarayı’na hiç gitmemiş, yüzme bilmeyen beşerler tanıyorum ben. İstanbul’da yaşadığı halde yüzme bilmeyen, denizi görmeyen yahut ‘Sultanahmet’e gittin mi, Topkapı Sarayı, Ayasofya oraları gördün mü’ deyince ‘nasıl gidiliyor, bilmiyorum’ diyen beşerler gördüm lakin bu beşerler, daha dar imkanlarda yaşarken ‘bu köy bana dar geliyor. Ben daha büyük yerlerde yaşamalıyım. Bu köy beni kaldırmıyor. Bu köy bana yetmiyor kardeşim. Ben daha büyük imkanların içinde olacağım’ falan diyor” formunda konuştu.
News
