Atatürk, ömrü boyunca rastladığı kimsesiz çocukları evlat edinip bağrına basmaktan da kendini almamıştır. Bunlardan birincisi, Birinci Dünya Savaşı esnasında Van’da bulunurken kimsesiz ve muhtaç olduğunu görerek beraberinde alıp İstanbul’a getirdiği sekiz yaşındaki Abdürrahim ismindeki çocuktur ki, sanayi mektebinde okutup bir meslek sahibi etmiştir.
İkincisi, Afife isimli bir yetim kızdır ki, onu, İstanbul’da, meskenlerine göndermiş, okutmuş, büyütmüş, terbiye etmiş, sonra evlendirerek İzmir’e yollamıştır.
Zehra ismindeki evlatlığı bir müddet Çankaya Köşkü’nde alıkoyduktan sonra, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ne vermiş, oradan Almanya’ya tahsile göndermiştir.
Atatürk, Konya’da gezerken, rastladığı Rukiye ismindeki kızı evlat edinmiş ve tahsil ve terbiyesiyle ilgilenmiştir.
Atatürk’ün, Arnavutköy Amerikan Koleji’nde okuttuğu manevi evladı Nebile’nin, Ankara Palas’ın salonlarında yapılan düğünü yabancı mecmualara bahis olmuştur..
Atatürk, İzmir’de öğretmen olarak tanıştığı Afet Hanım’ı, Avrupa’ya tahsile göndermiş, tarihle ilgilenmesini sağlamıştır. Türk tarih Kurumu kuruluşunda yer alan Prof. Dr. Afet İnan, Atatürk’ün eğitiminde özel olarak ilgilendiği bir manevi kızıdır.
Bayan Sabiha Hanım’a gelince: Atatürk, kendisini bir Bursa seyahati esnasında tanımış ve küçük Sabiha, her hal ve hali ve bilhassa zekâsıyla, Atatürk’ün dikkatini çekmiştir.
Sabiha Hanım, anlatıyor; “Hiç aklımda yokken günün birinde kendimi mavi göklerin bir aşığı olarak buluvermiştim. Sabahın olmasını iple çekiyor, birçok defa geceleri uyuyamıyordum bu heyecanla. Öğretmenlerim çalışmalarımdan havacılığa olan aşkımdan son derece şad olduklarını söyleyerek beni yüreklendiriyorlar, bu görüşlerini üst makamlara bildirerek Atatürk’e aksettiriyorlardı. Ankara’daki çalışmalar muvaffakiyetle sona erdiği vakit Gazi Paşa beni huzuruna çağırtarak şöyle konuştu:
‘Gökçen, uçuculukla ilgili çalışmalarını yakından takip ettim. Başarın beni kendi muvaffakiyetim kadar sevindirdi. Türk kızlarına güvenmekte ne kadar haklı olduğumu da kanıtladı. Yalnız ben seni bu kadarla bırakmak istemiyorum.’
‘Nasıl emrederseniz efendim’ dedim.
‘Planörcülüğün yüksek eğitimini yaparak bu alanda öğretmen olmak istemez misin? Böylelikle hem kendin yetişmiş olacaksın, hem de gençlerimizi benim isteğim doğrultusunda havacı olarak yetiştireceksin.’
‘Benim için bundan daha kutsal bir misyon olamaz, efendim.’
Eğitim için yurtdışına gideceksin. Türk Hava Kurumu hesabına Rusya’da eğitim görecek ve yurda öğretmen olarak döneceksin.’”
Atatürk, Türk çocuğunda görmek istediği başarıyı, manevi çocuklarında denemiş, onları en yüksek seviyede eğiterek, örnek Türk çocuğu olmalarını sağlamıştır.
21 Ağustos 2023
Ahmet Gürel
Atatürk Araştırmacısı